Yarımada Halkı: Ahmet Ertegün

Atlantic Records'un kurucu ortağı ve başkanı olan Ertegün, 20. yüzyılın önde gelen birçok müzisyenini keşfetti. Aynı zamanda Bodrum'un uluslararası süperstarlar için sağlam bir şekilde haritaya yerleştirilmesinde öncü oldu.

Efsanevi Atlantic Records'un ikonik kurucu ortağı Ahmet Ertegün, müzik dünyasına yaptığı sonsuz katkılarla tanınıyor. Ritim ve blues'un daha geniş kitlelere tanıtılmasındaki rolünden Ray Charles ve Led Zeppelin gibi çığır açan sanatçılara imza atmasına kadar Ertegün'ün sektör üzerindeki etkisi ölçülemez. Rock & Roll Hall of Fame'i kurdu ve Rhythm and Blues Foundation'a önemli katkılarda bulundu. Ertegün ayrıca memleketi Türkiye'ye olan sevgisini çeşitli hayırseverlik çabalarıyla gösterdi. Ancak efsanevi kariyerinin ötesinde, Bodrum'la olan derin bağı onun gizemini daha da artırdı.

Ertegün'ün Amerikan müzik sahnesine damgasını vurduğu yadsınamaz bir gerçek olsa da, Bodrum'la olan bağı onun hızlı eğlence dünyasından kaçışını sağladı. Ertegün için Bodrum, yeniden şarj olabileceği, ilham bulabileceği ve Türk kültürüne duyduğu derin takdiri besleyebileceği sakin bir sığınağı temsil ediyordu.

Bodrum'un cazibesi pastoral ortamında, zengin tarihinde ve canlı kültürel mirasında yatmaktadır. Bodrum'a ilk kez 1960'larda ayak basan Ertegün, Bodrum'un olağanüstü güzelliğine, beyaz badanalı evlerine ve Ege Denizi'nin masmavi sularına anında aşık oldu. Bohem atmosferinden etkilenen Ertegün, Bodrum'la derin bir bağ kurdu ve Bodrum'dan sık sık "ikinci evi" olarak bahsetti.

Büyüleyici eşi Mica ile birlikte, Bodrum'da marinanın yanındaki ana yol üzerinde tatil evlerini inşa ettiler. Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan Halikarnas Mozolesi'nden aldıkları antik taşları kullanarak Matisse, Magritte, Hockney ve Picasso'nun nefes kesici eserleriyle bezenmiş bir ev yarattılar. Malikâne kısa sürede, medya tarafından sevgiyle "kedi sürüsü" olarak adlandırılan ünlü kişiler için bir sığınak haline geldi. Ertegün'ün kendisi de saygın konuklarından şakacı bir şekilde "çok hoş pislikler" olarak bahsetti.

Eski ve yeninin zarif bir karışımı olan Bodrum evi sadece bir bina değil, bir ifadeydi. Dar pencereli eski taş bina, ahşap dolgu duvarları, kapıları ve ayarlanabilir meşe panjurları ile yuvarlak beton sütunlardan oluşan yeni kanatla güzel bir tezat oluşturuyor. Mimari uyum, iç mekanların eski ve yeni arasında özgürce akmasını sağladı.

Ertegün'ün evi Mick Jagger ve Prenses Margaret'in de katıldığı lüks partilere ev sahipliği yaptı. Onun yıldızlarla dolu toplantılarının yardımıyla Bodrum, Türkiye'nin St Tropez'ine, bir Ege İbiza'sına dönüştü.

Mirası şehirde yaşamaya devam etse de, ev artık Ertegün ailesine ait değil. Türk gazetesi Sabah'a göre, mülk 2013 yılında 13 milyon avroya kimliği belirsiz bir alıcıya satıldı. Bodrum'un sosyal profilini sonsuza dek değiştirmeyi başaran bu adamın sembolü olan ev, Bodrum'un kalabalık sahil yolu üzerinde bir simge olmaya devam ediyor.

Ev Bodrum Merkez'de şu adreste bulunabilir 118 Neyzen Tevfik Cd.Optmar Optik ile yerel ilköğretim okulu Cumhuriyet Ortaokulu arasında.

Önceki
Önceki

Yatçılık Haberleri 2023 Şimdiye Kadar

Sonraki
Sonraki

Güzel Tarifler: İspanyol Gazpacho